Ulusal Manşet - Türkiye'den Haberiniz Olsun

Karaman'da Osmanlıca Konferansı Verildi

Eğitim

Karaman - Osmanlıca üzerine konferans verildi. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Osmanlı Türkçesi Öğrenci Topluluğu ve Hayrat Vakfı işbirliğinde ‘Neden Osmanlıca‘ konulu konferans düzenlendi.

KMÜ basın biriminden edindiğimiz bilgiye göre, "Dilini kaybeden milletler hatırasını ve hafızasını kaybeder"

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasının ardından Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlayan programın açılış konuşmasını Osmanlı Türkçesi Öğrenci Topluluğu Başkanı Nihat Bayram yaptı. Bayram, milletleri millet yapan ve o milleti diğer milletlerden ayıran temel esaslardan birinin kullanılan dil ve alfabe olduğunu belirterek "Dilini kaybeden milletler hatırasını, hafızasını, hem ferdi hem de milli kimliğini, açıkçası her şeyini kaybetmeye yüz tutmuştur. Gelecekle geçmiş arasındaki köprüyü sağlam kurabilmenin yolu Osmanlı Türkçesini okuyup anlayabilmektir. Osmanlı Türkçesini öğrenmek, öz yurdunda kendi kültürüne yabancı kalmış bir neslin vicdan muhasebesinde ecdadına ve tarihine karşı vadesi dolmuş bir borcudur.” dedi.

Konferans, Hayrat Vakfı Karaman Temsilcisi Mehmet Said Batıhan’nın Hayrat Vakfının Osmanlı Türkçesi ile ilgili çalışmalarından kısaca bahsetmesinin ardından Karaman Anadolu İmam Hatip Lisesi Erbane Grubu'nun seslendirdiği ilahi ve ezgilerle devam etti.

“Osmanlıca, yönümüzü özümüze çeviren bir dildir”

Konferansa konuşmacı olarak katılan Osmanlıca Eğitim ve Kültür Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Metin Uçar ise Osmanlı Türkçesinin anlam ve öneminden bahsederek şunları söyledi: “400 çadırdan 20 milyon kilometrekarelik bir milletin çocuklarıyız. Bu hal milletin kabiliyetidir. Bu onun dünya görüşünde, teşkilatçılığında, ahlakında, edebiyat ve kültüründe tezahür etmiştir. Osmanlı torunu ve evlatları olarak Osmanlı Türkçesini öğrenmekle mükellefiz. Kelimeler ayna gibidir. Bir milletin yüzyıllarca olan mücadelesini, savaşlarını, birikimini bizlere anlatır. Osmanlıca öğrenmek tek kelimeyle özgüven karşılığıdır. Yönümüzü özümüze çeviren bir dildir.”

Uçar, konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye’nin asıl problemi dildir. Dillerini yitiren toplumlar yerlerini, yerlerini yitiren toplumlarsa yönlerini de yitirirler ve insanlığa bir şey veremezler. Bizi biz yapan unsurlara olan yolculuğumuz, tavrımız çok önemlidir. Bunlardan en önemlisi de Osmanlı Türkçesidir. İstikbal köklerdedir. Köklere ne kadar sahip çıkarsak özümüzü de o kadar iyi korumuş oluruz.”

Uçar, “Türkiye için dünyaya açılmak kadar gerekli olan bir şey daha var ‘tarihe açılmak’. Daha doğrusu tarihiyle arasına dikilmiş olan demirden duvarı aşmak. Kendi limanımıza sahip çıkmalı, bizim olanı asla terk etmemeliyiz. Yeniden tarih yapan, dünya tarihine giren, ses getiren topluluklar olmalıyız. Bunun içinde en kolay yol Osmanlıca Türkçesine sahip çıkmak. Kendi sosyal bilimlerimizi, bütün tarihi derinliklerimizi buralara taşımalıyız. Geçmişi bilmezsek, zihnimizi uyanık tutmazsak gündemin içinde savrulup gideriz.” diyerek sözlerini noktaladı. Konferans plaket ve hediye takdiminin ardından sona erdi.

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.