Çanlar Bizim İçin mi çalıyor.
Kurulan kapanı gördük bozduk mu?

Bu dizi Filmin bitmesinden önceki son sahnedeyiz, Esas oğlan kendisine uzanan namluyu ters çevirecek mi Filim aynı gergin sürecek mi?  

Türk milleti ve Türk vatanı 21.inci yüzyılın en büyük tehdidi altındadır. Tekerrür eden tarih, tıpkı 100 yıl önceki yaşananlar gibi tezahür ediyor.

Soğuk savaş sonrası, Türk devleti güvenlik konseptini sağlam bir stratejik temele oturtamadı. 

NATO alt yapılı iç ve dış tehditlere yönelik güvenlik stratejisi, NATO içinde misyonumuz ehemmiyetini kaybedeli. El bebek gül bebek yaklaşımı bitmiş. Güvenliğimiz yeterli olmaktan çıkmıştır. 

Yeni oyunlar kurulurken masaya yeni oyuncular oturtulmuş. Bize tarihin derinliklerindeki öfke ile bakanlar coğrafi ehemmiyetimizin, 
( Peyk bir Kürdistan ) hayali ile bölgedeki Hâkimiyet ve tesirimiz kırılmaya çalışılmaktadır.

Batı’nın ve ABD’nin Baskı, tehdit ve suçlamalarından kurtulmanın yolu, Rusya'nın olduğu bloğa savrulmakla aşılamaz. Unutmamamız gereken tarihi stratejik lineer siyasi doğru şudur. Moskova, Erivan Tahran ve Şam arasındaki kutsal ittifak, doğuda tarih boyu Türk milletinin karşısındaki “şer bloğunu“ oluşturmuştur. 

Standart yaklaşımlı müttefik ABD ve Batı yoktur. 
Fakat tek bir Rusya ve İran vardır. Katolik ve Ortodoks dünyası  aralarındaki 900  yıllık kavgayı kini temizleyip barıştı. Aralarında Türk milletine ve Anadolu topraklarına yönelik gizli idealleri ile bir ittifak, sinsi bir tuzağın olduğu, da tarihi bir vakadır. Bu doğrular içerisinde, Buz pistinde
Batı ve Rusya arasında savrulmanın bedeli bize çok ağır olur. 

Demokrasi havarisi ABD ve AB’yi Kıbrıs’ta, Dağlık karabağda, Bosna Kosova’da Haçlı Ermeni, Sırp, Hırvat katliamında gördük. Keza milyonlarca sığınmacıya kucak açmış ve onların meşru hakları için Fırat kalkanı, Barış pınarı harekatında bir kez daha gördük.

Haçlı seferlerinde İran hangi safta ise bugün de aynı saftadır.

Karabağ'ın işgalinde ve sonrasında Ermenistan’ın yanında saf tutan Rusya ve İran'ın Türkiye'nin ve Türk milletinin yanında olacağına nasıl inanıp güvenebiliriz.! 
Yarın belki de çok yakında ABD ve AB’nin önümüze koyacağı  Kürdistan’ın da olduğu yeni haritayı kabul etmediğimizde Rusya ve İran kimin yanında olacak sanıyoruz.? 

Arap kardeşlere ayrı bir paragraf açıp midye bulandırmaya bile değmez.

Kısaca çok tehlikeli,  derin ve tekniği taktiği çok iyi çalışılmış bir tuzakla karşı karşıyayız. Bu günleri görmeden hoyrat ve hovardaca Devlet ve millet olarak borçlandırıldık. Stratejik birçok kamu varlığımız elden gitti. Tuzağın ve tehdidin halkımız farkına vardıkça iç barışımız daha kırılgan hâle gelmemesi için özellikle, Siyasilerin dikkatli ve temkinli bir dil kullanması elzemdir.
Birbirine kenetlenmiş bir ve diri BEKA bilincinde toplum olmamız daha da önem arz etmektedir. 

Üniter yapı içerisinde, 
Hukukun üstünlüğünü esas alan, Kuvvetler ayrılığı prensibi ve dokunulmazlığını tekrar tesis ederek, Devlet teki etkin kurumların birbirini denetleyen, Frenleyen ortak aklı kullanarak. Hariciye politikalarımızda Parti ve lider görüşü değil, Devlet’ te devamlılığı esas alan ( Monjör, de olsa ) bir yapıya tekrar dönmemiz lazım.


Mısır ve Sisi, Suudi Kral modelleri. Libya, Ürdün örnekleri ortada iken. İslam ülkeleri ve Türk dünyasına Örnek ülkemiz, 
Tekrar güçlü parlamenter sisteme, Yada Başkanlık sisteminde daha tarafsız ve adil.
Hem parti başkanı, Hemde milletimin bütününü nasıl kucaklayacak.!
Devletin başı Her birey ve kurumu temsil eden ve sahiplenen ve bunu topluma hissettiren olmalıdır.
Yukarıdaki yazdığım Ortadoğu ve Arap ülkeleri gerçekleri göz önünde bulundurularak, 
ilk yapılacak şey Türk halkı arasında ciddi kırılmalara ve fay hattına ve provokatif terör eylemlerine kaynaklık yapacak iktidar kaynaklı siyasi adımların da atılmamasıdır. Sığınmacılar buna bir örnektir. Bundan sonra akılcı bir şekilde misafirliği bitirip gayri masraflarında şU hamilerine yıkarak Yükün omuzlarımızdan inmesi. Bu konudaki sorumluluk,da halktan önce  en sorumlu makamlarda bulunanlara düşer..

Terörün bu sisli hava fırsatını değerlendirip yaygınlaşması batının desteği ile ümitle beklediği “ realitedir.

Bu durumda sorumluluk makamı iktidardır. Türk milletine karşı tuzak kuranların kuyruğunu birbirine bağlamak, Bi ses bombası ile bir yanlara kaçarken kuyruğun kopması ve birbirine düşman yapılması, Milletim adına masum bir hayal olmamalı, 

Devletimiz ve Milli birliğimiz, ortak tehdidin BEKA tanımında birleştirilmeden ve ülkemize kurulan Doğu - Batı ittifakındaki tuzağın farkına varmadan sağlanamaz...

Saygılarımla / Esat Şen
 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol